bugün
- sözlük yazarlarının tatlıları11
- şu an hissedilen duygu15
- burnumuzun dibindeki adaların yunanistan ın olması12
- can yaman erkekse sözlük erkekleri ne16
- psikolog fiyatları16
- istanbulda vurularak öldürülen okul müdürü25
- eloande ile evlenip sözlüğü huzura kavuşturmak10
- sözlüğün en güzel kızı olmanın dezavantajları13
- motosikletle 210 km hız yapmak9
- tamirciye veren kadın8
- bir kızı kucakta zıplatmak8
- ithalat ile ülke döndürmeyi marifet diye satmak8
- anın görüntüsü15
- 2023 2024 sezonu lig şampiyonu9
- fenerbahçe9
- macar bakanının türklük açıklaması13
- toggun yanması8
- bir erkeği cezbeden şeyler18
- flörtü eleme sebepleri20
- yazarların kız çocuğu olursa koyacağı isimler18
- öğretmen maaşları22
- ölümlü dünya 29
- komşuyu arabanın arkasına bağlayıp sürüklemek12
- suratı sabunlamak11
- 1 85 boyunda zeki esprili yakışıklı kültürlü erkek36
- uludağ sözlük discord grubu8
- 007 slip don giysin kampanyası10
- eksi ruyaları kaldıracak kantar13
- ali koç'un jose mourinho ile anlaşması14
- yanındakiyle yaşar aklındakiyle ölürsün15
- sözlük yönetimi beni silsin mi16
- ameliyat ettikleri hastann karnında mala unuttular10
- 25 yaşında üniversite okumaya niyetlenmek8
- sözlüğün terzisi8
- 007 silik yesin kampanyası9
- bik bik silik yesin kampanyası9
- nervio'nun güzel ellerinden yiyeceğim dayak10
- sözlük yazarlarının boy kilo ölçüleri11
- rusyaya gidince kızlar etrafımda pervane olacak17
- görüldü bile atmayan insan tipi22
- yazarların evlenmek istedikleri dizi karakterleri11
- eloande'ye zengin koca bulmak8
- aşık olmak12
- mimarlığı bırakmak13
- erkeklerin iğrenç özellikleri21
- keki kabarmayan sözlük kızı8
- sözlükteki kızlar mı dışardaki kızlar mı10
- deniz gezmiş10
entry'ler (81)
hugo almeida, ne zaman iyi bir golcü olmuş ki bu transfer göklere çıkarılıyor. kariyeri ortada, hangi takımda neler yaptığı belli. bir de portekiz milli takımı'nın 11 oynayan oyuncusu denmiş. ayıp ya 30 küsur yaşındaki brezilyalı adamı devşirip milli takımda oynattılar. almedia yok muydu o zaman? transferi beşiktaş camiasına hayırlı olsun ama onların dertlerinin dermanı hugo almeida değil.
hafta sonu oynanan derbiyle ilgili görüşlerini bugün köşesinde dile getiren yazar. yazının tam metni:
''bu bir radikal galatasaray taraftarının kendi evindeki fenerbahçe yenilgisi sonrasında kendi kendisiyle bir dertleşme yazısıdır.
veyahut bir hayal kırıklığının kağıda dökülmüş hali de sayılabilir.
ne yazık, fenere yenilmek sanki bizim alın yazımız.
mağlubiyetin acısı ve hüznü... belki de pazar gecesinden itibaren içinde yaşadığım dünyayı yazımın başlığı daha iyi ele veriyor:
evet, fenerbahçeye üstelik ali sami yende yenildikten sonra...
söylenecek ne kalıyor ki?..
bu maçı kaybettikten sonra sözün hükmü artık yok. ne söylesen boş, evet aynen öyle, boş...
hatta şu kadarını bile söylemek dilimin ucuna geliyor:
bu yenilgiden sonra bana şampiyonluk kupasını getirsen dahi, şunu iyi bil, yine belki sevinirim ama kendini kolay affettiremezsin.
yaşadığım düş kırıklığı o kadar derin çünkü...
daha kötüsü, gidiş böyle devam ederse içimden cim bomla ilgili yazı bile yazmak gelmeyecek.
mustafa hocanın beşiktaşına bakıyorum. aslanlar gibi mücadele edip eskişehirspor karşısında 2-0dan maçı çevirip 3-2 kazanıyorlar.
şampiyon adayı bursasporla i̇stanbul büyükşehir arasındaki dişe diş maçı izliyorum, heyecan kasırgası halinde geçiyor.
bir de bizim pazar akşamı ali sami yendeki ruhsuz halimize bak.
ne büyük hayal kırıklığı...
aylar boyu bu maçı bekliyorsun. saracoğlundaki yenilgiden sonra ali sami yende, kendi evindeki rövanşı iple çekiyorsun.
üstelik takım fenerbahçeden daha iyi bir görüntü veriyor.
i̇nişli çıkışlı olsa da, bir maçtan diğerine insanı şaşırtsa da, hatta aynı maçın içinde hem saçını başını yoldurup, hem aslanlar diye bizi bağırtsa da, takımdan bir türlü umudunu kesmiyorsun, kesemiyorsun.
sonunda iyi bir şeyler olacak, sabırlı ol oğlum diye kendi kendine gaz vermeyi sürdürüyorsun.
ama içinde de hep bir sıkıntı... peşini hiç bırakmayan bir tedirginlik...
bu takımda bir şeyler eksik, bu kadar pahalı yıldızımız var ama yine de olmayan bir şey var duygusu içini kemirmeye devam ediyor.
her maçta biri büyük bir hata yapıyor, yıkılıyorsun. kalecin, savunman güven vermiyor. orta sahan takımı taşıyamıyor.
i̇leride yıldızların var ama çok istikrarsız, bir iyi oynuyorlar, bir kötü. üstelik muhteşem goller kaçırabiliyorlar.
trabzonspor maçında, iyi de oynayan emre güngörün büyük bir hatasıyla yıkılmıştık. bir hafta sonra da, johnson ruhuyla (kanat atkayanın deyişi) 30-35 metreden topa çakan selçukun golü ve bunu yumurtlayan leo franco hatasıyla da fener karşısında yıkıldık.
neden, niçin?..
erman toroğlu, gösteri takımı hüviyetinde diye tarif ediyor cim bomu. rıdvan dilmen, rijkaard intihar etti! derken, mehmet demirkol da rijkaardı sorgulamaya başlamış:
galatasarayda yetenek var. ama bunun farkında değiller. çünkü bunu kullanacak bir organizasyon sağlayamıyorlar.
bundan sorumlu olan kim?
hocamız frank rijkaard!
rijkaard devrim mi, yoksa gökmen özdemirin deyişiyle masal mı?..
bu takımın temeli mi yanlış atıldı?
taşlar yerli yerinde değil mi?
yol haritası mı iyi çizilmedi?
elimizde iyi topçular var ama hocanın taktiksel yanlışları mı cim bomu çıkmaza sokuyor?
hepsi haklı, yerinde sorular...
benim içim yanıyor, fenerbahçeye bir kez daha, üstelik kendi evimizde yenildik çünkü...
gerisi boş!
diyorum ki:
çok daha iyi bir galatasaray istiyoruz, hem fenerbahçeyi evire çevire yenebilecek, hem de yalnız türkiyede değil, avrupada da bir zamanlar olduğu gibi sarı kırmızı bayrağımızı dalgalandıracak bir galatasaray.''
''bu bir radikal galatasaray taraftarının kendi evindeki fenerbahçe yenilgisi sonrasında kendi kendisiyle bir dertleşme yazısıdır.
veyahut bir hayal kırıklığının kağıda dökülmüş hali de sayılabilir.
ne yazık, fenere yenilmek sanki bizim alın yazımız.
mağlubiyetin acısı ve hüznü... belki de pazar gecesinden itibaren içinde yaşadığım dünyayı yazımın başlığı daha iyi ele veriyor:
evet, fenerbahçeye üstelik ali sami yende yenildikten sonra...
söylenecek ne kalıyor ki?..
bu maçı kaybettikten sonra sözün hükmü artık yok. ne söylesen boş, evet aynen öyle, boş...
hatta şu kadarını bile söylemek dilimin ucuna geliyor:
bu yenilgiden sonra bana şampiyonluk kupasını getirsen dahi, şunu iyi bil, yine belki sevinirim ama kendini kolay affettiremezsin.
yaşadığım düş kırıklığı o kadar derin çünkü...
daha kötüsü, gidiş böyle devam ederse içimden cim bomla ilgili yazı bile yazmak gelmeyecek.
mustafa hocanın beşiktaşına bakıyorum. aslanlar gibi mücadele edip eskişehirspor karşısında 2-0dan maçı çevirip 3-2 kazanıyorlar.
şampiyon adayı bursasporla i̇stanbul büyükşehir arasındaki dişe diş maçı izliyorum, heyecan kasırgası halinde geçiyor.
bir de bizim pazar akşamı ali sami yendeki ruhsuz halimize bak.
ne büyük hayal kırıklığı...
aylar boyu bu maçı bekliyorsun. saracoğlundaki yenilgiden sonra ali sami yende, kendi evindeki rövanşı iple çekiyorsun.
üstelik takım fenerbahçeden daha iyi bir görüntü veriyor.
i̇nişli çıkışlı olsa da, bir maçtan diğerine insanı şaşırtsa da, hatta aynı maçın içinde hem saçını başını yoldurup, hem aslanlar diye bizi bağırtsa da, takımdan bir türlü umudunu kesmiyorsun, kesemiyorsun.
sonunda iyi bir şeyler olacak, sabırlı ol oğlum diye kendi kendine gaz vermeyi sürdürüyorsun.
ama içinde de hep bir sıkıntı... peşini hiç bırakmayan bir tedirginlik...
bu takımda bir şeyler eksik, bu kadar pahalı yıldızımız var ama yine de olmayan bir şey var duygusu içini kemirmeye devam ediyor.
her maçta biri büyük bir hata yapıyor, yıkılıyorsun. kalecin, savunman güven vermiyor. orta sahan takımı taşıyamıyor.
i̇leride yıldızların var ama çok istikrarsız, bir iyi oynuyorlar, bir kötü. üstelik muhteşem goller kaçırabiliyorlar.
trabzonspor maçında, iyi de oynayan emre güngörün büyük bir hatasıyla yıkılmıştık. bir hafta sonra da, johnson ruhuyla (kanat atkayanın deyişi) 30-35 metreden topa çakan selçukun golü ve bunu yumurtlayan leo franco hatasıyla da fener karşısında yıkıldık.
neden, niçin?..
erman toroğlu, gösteri takımı hüviyetinde diye tarif ediyor cim bomu. rıdvan dilmen, rijkaard intihar etti! derken, mehmet demirkol da rijkaardı sorgulamaya başlamış:
galatasarayda yetenek var. ama bunun farkında değiller. çünkü bunu kullanacak bir organizasyon sağlayamıyorlar.
bundan sorumlu olan kim?
hocamız frank rijkaard!
rijkaard devrim mi, yoksa gökmen özdemirin deyişiyle masal mı?..
bu takımın temeli mi yanlış atıldı?
taşlar yerli yerinde değil mi?
yol haritası mı iyi çizilmedi?
elimizde iyi topçular var ama hocanın taktiksel yanlışları mı cim bomu çıkmaza sokuyor?
hepsi haklı, yerinde sorular...
benim içim yanıyor, fenerbahçeye bir kez daha, üstelik kendi evimizde yenildik çünkü...
gerisi boş!
diyorum ki:
çok daha iyi bir galatasaray istiyoruz, hem fenerbahçeyi evire çevire yenebilecek, hem de yalnız türkiyede değil, avrupada da bir zamanlar olduğu gibi sarı kırmızı bayrağımızı dalgalandıracak bir galatasaray.''
birilerinin çıkıp net bir şekilde; ''bu adam yalan söylüyor böyle bir şey söz konusu bile olamaz'' demesini bekliyoruz. muallakta kalan konularda sessiz taraf suçludur. görüşme yoktu vardı o konuşulmadı bu konuşulmadı gibi söylemler yerine ortaya net bir şey koymaları gerekmekte.
adamda şeytan tüyü var, onu uzak tutsan kızları ondan uzak tutamazsınız.
ortada bir soykırım olmadığı için bunu türkler veya kürtler yaptı demek pek kaale alınacak bir mevzu değil.
formatı burdaki birçok yazardan daha iyi bilen ve en önemlisi neyi niçin yazdığını bilen yazardır. kimileriyle fikir ayrılığı yaşaması onun moderatör özelliklerinden yoksun olduğu anlamına gelmez. üstelik başka olşumlarda moderatörlük geçmişi vardır ve kimsenin onun moderatörlüğünden şikayet ettiği görülmemiştir.
ortada bir kavga vardır lugano da kavganın bir tarafıdır. yok geçmişi sabıklaı yok çirkef. gören der ki emre aşık ve sabri sütten çıkmış ak kaşık. bu adamın futbolu buydu zaten futbolu sert oynuyor. juventus onun kara kaşına kara gözüne mi hayran kaldı da bu kadar istiyor. herkes bırakacak bu işleri maçın iki katili varsa emre belezoğlu ve sabri denen adamlardır hekem diye ortada gezen sünepe bu adamları zamanında ihraç etse iş bu noktalara gelmezdi.
öncelikle türklerin anadolu'ya girişi malazgirt savaşı ile olmamıştır ki zaten türk ordusunun savaşı kazanması roma kuvvetleri içinde lejyonerlik yapan türklerin türk kuvvetlerinin safına geçmeleriyle gerçekleşmiştir. burdan hareketle o bölgede bu tarihten çok önce de türklerin olduğunu görmek mümkün. kürt meselesine gelince her hür milletin kendine ait bir dilinin olması ve bu dilin kendini diğer dillerden ayıran özellikleri bulunması gerekmektedir. bu bütün tarihçilerin üzerinde mutabık kaldıkları bir husustur. lakin kürtçe diye dünyaya sunulmaya çalışılan yapıda bunu görmek mümkün değil. şimdi bir millet olabilmek için dil zaruri değil dersek bugüne kadar ki bütün tarih anlayışımıza değiştirmemiz gerekmekte. belki söz uslup olarak biraz sert kaçmış bunun yerine ''kürtler türklerin bir boyudur'' denseydi üzerinde bu kadar hassasiyetle durulmazdı.
adayı satın alacak fenerlidir. geride kalan herkes gibi ada sakinleri de artık fenerli'nin hizmetine girecektir.
(bkz: anketörlük)
(bkz: jfk)
neden insanların inandığı değerlere böyle rahatlıkla saldırılıyor anlaşılır bir şey değil. saçma sapan işler oluyor. ölmüş kişiler üzerinden siyaset yapmak kolay. varsa bir yapmak istediğiniz çıkın yapın, konuşan değil konuşulan olun. ideoloji bir sidik yarışı değildir. ortaya somut bir şeyler koymadıktan sonra, bu durum laftan ileri gitmeyecektir.
bir de bu yazıları oylayanlar hangi mantıkla oyluyorlar anlamış değilim.
bir de bu yazıları oylayanlar hangi mantıkla oyluyorlar anlamış değilim.
inananı olsun veya olmasın din bir olgudur. varlığını sorgulamadan üzerine bir şeyler söylemenin sakıncası yoktur.